Ben Dilara. Sadece adımı biliyorsunuz, ancak gerçek benliğimi anlamanız için yazdıklarımı okumanızı istiyorum. Bu makale kendi kelimelerimle yazılmıştır, başka bir yerden kopyalanmamıştır.
Günümüzde, insanların gerçek anlamda “Aşk” kelimesini tanımlayabilen çok az kişi olduğunu düşünüyorum. Bu durum beni şaşırtmaz çünkü boş bir güzellik kavramının teşvik edildiği bir dönemde yaşıyoruz. Botoks enjekte edilmiş yüzler, dolgu maddeleriyle şişirilmiş dudaklar ki bunlar aşkı anlatmayan şeylerdir, en zorlu kozmetik ameliyatlar, en iyi kıyafetler, markalı arabalar, şişkin banka hesapları, kariyerler… Ve tüm bu materyallerle birlikte hala kıskanırız, endişeleniriz, üzülürüz, suçluluk hissederiz, umursamazlık, nefret ve öfke deneyimleriz, sevilmek arayışımızda. Sevilmek uğruna yalan söyleriz, iftira atarız, manipülasyon yaparız, kendimizi aşağılarız ve sevilmek için tüm gücümüzle savaşırız. Hatta etrafındaki her şeyi, çiçekleri, böcekleri, ağaçları kucaklayan, kısacası her şeyi sevgiyle kucaklayan birine rastladığımızda bile bunu anlamayız. Çünkü derinlemesine sevilmek için yaptığımız mücadelede, asıl önemli olanın sevmek olduğunu anlamayız.
Cinsiyet ayrımcılığı olmaksızın sevmek. Dini, dilsel veya ırksal ayrımlar yapmaksızın sevmek. Her şeyin sadece var olduğu için sevmek. İyi ve kötüyü sevmek. Sonuçları düşünmeden sevmek. Korkusuzca sevmek. Çünkü her şeyde bir parçanızın bulunduğu için sevmek. İyileştirdiği için sevmek. Sizi daha güzel yaptığı için sevmek. Barışla dolu bir dünya yaratmak için sevmek. Kaybolanları ve geri kalanı sevmek.
Sevginizi manipüle edenlere rağmen, sevmeye devam edin, dostlarım. Onları sevginizle kucaklayın. Sevginizle dünyaya örnek olun. Kullandığınız dilin sadece sevgi olmasını dilerim.
Sadece derinlemesine sevildiğimiz için değil, derinlemesine sevdiğimiz için sevildiğimiz bir gelecek dileğiyle.
DİLARA ÜNSAL ❤